Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda toplandı. 1995 yılından beri oturma eylemi yapan kayıp yakınları 1004’üncü hafta açıklamasında gözaltında kaybedilen Mehmet Zeki Doğan’ın akıbetini sordu.
Açıklamada şunlara yer verildi:
“Son dönemde “yumuşama” diye etiketlenen ve toplumun gündemine sokulan süreçten umut üretilmesi ancak devleti yönetenlerin hukuka ve insan haklarına yönelmesi ile mümkündür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmadığı, Anayasa’nın bireyin hak ve özgürlüklerini korumaya yetmediği, yurttaşın taleplerini karar vericilere iletmek için muhatap bulamadığı anormal koşullardan uzaklaşmadan “yumuşama”dan söz edilemez. Zira normal olan devlet yönetiminde insan haklarını, hukukun üstünlüğünü ve yurttaşın taleplerini esas almaktır.
Eğer bir “yumuşama”dan söz ediliyorsa öncelikle AYM kararlarının eksiksiz uygulanması talebimiz karşılanmalıdır. 29 yıldır maruz bırakıldığımız hukuksuzluğa, adaletsizliğe yenilerini ekleyen İçişleri Bakanı, tüm randevu taleplerimizi karşılıksız bırakmaktan vazgeçmelidir. 1004. haftamızda bir kez daha hatırlatıyoruz: Halkın haklı ve meşru taleplerini dikkate almayan yönetimler demokratikleşemez, yumuşayamaz. 1004. haftamızda 30 yıldır ülkemiz anormal koşullarda yönetildiği için sonuçsuz bırakılan Mehmet Zeki Doğan dosyasıyla kamuoyu karşısındayız. 37 yaşındaki Mehmet Zeki Doğan Hakkari/Çukurca’da yaşıyor ve 10 yılı aşkın süredir Çukurca Lisesi’nde kamu personeli statüsünde hizmetli olarak çalışıyordu. Özel Harekât Timleri 7 Haziran 1994’te saat 23.00 sıralarında liseye baskın düzenledi. Kapıyı kırarak içeri girip gece nöbetinde olan Mehmet Zeki Doğan’ı zorla bir panzere bindirerek götürdü.
Ailenin “Mehmet Zeki Doğan gözaltına alındıktan sonra öldürülüp Zap Suyu’na mı atıldı?” sorusu karşısında resmî makamlar suskun kaldı. Devlet Mehmet Zeki Doğan’ın yaşam hakkını kamu gücünün müdahalesine karşı koruma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Olayın kanıtlarını saptamak, maddi gerçeği açığa çıkarmak, fail ve sorumluları tespit etmek ve cezalandırmakla görevli makamlar, suçun cezasız kalması yönünde bir tavır sergiledi. Ailesi 30 yıldır evladının başına gelenleri öğrenemedi. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Zeki Doğan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz”