“`html
Mısır Mutfağının Kalbindeki Lezzetleri Keşfedin
İngiliz gastronomi uzmanı Claudia Roden, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır mutfağına kattığı yemek teknikleri ve tarifleri, Fransız ve İngiliz etkilerinin yanı sıra bu coğrafyada yaşamış olan Yahudi ve Kıpti toplulukların mutfak gelenekleriyle harmanlanmıştır. Mısır mutfağını anlatırken, bu kültürel etkileşimleri göz ardı etmemek gerekir.” şeklinde belirtiyor ‘A Book of Middle Eastern Food’ isimli kitabında.

Genellikle hijyen endişeleri sebebiyle Batılı gezginlerin Kahire ile ilgili anlatımları bazen yanıltıcı kalıyor. Ancak Roden’in perspektifi, kişisel deneyimler, kültürel gözlemler ve tarihsel verilerle harmanlandığı için oldukça objektif ve içe dönük bir bakış açısı sunuyor. Kahire, geleneksel Mısır mutfak geleneğinin kalbi olarak tanımlanabilir çünkü Mısır mutfağı, köklü bir geçmişe sahiptir.
Antik Mısır’ın mirasından Osmanlı dönemine kadar uzanan bir zaman diliminde, farklı kültürlerin etkisi Mısır mutfağını şekillendirmiştir. Bu mutfak, özellikle Nehir kıyısında yaşayan tarım topluluklarının erişebildiği taze ve doğal malzemelere dayanmaktadır.
Nil Vadisi’nin bereketli topraklarında yetiştirilen sebzeler, baklagiller ve tahıllar, Mısır mutfağının temel taşlarını oluşturuyor. Genelde daha fazla baklagil ve sebze kullanılması, etli yemeklerin diğer Ortadoğu mutfaklarına göre daha az yer bulduğu anlamına gelir ve bu durum Mısır mutfağını farklı kılar.

Sokaklarda ve Evlerde Lezzetli Anlar
Kahire’nin en bilinen sokak yemeklerinden biri olan koshari (koşari), Mısır’ın ulusal yemeği olarak öne çıkıyor. Koshari, pirinç, mercimek, makarna, nohut, kızarmış soğan ve baharatlı domates sosundan oluşur. Mısır’a özgü malzemeler içermese de, bu yemeğin Hindistan’dan İngilizler tarafından getirildiği düşünülmektedir.
Ekonomik, lezzetli ve doyurucu olan bu sokak yemeğini, Kahire sokaklarının her köşesinde bulmak mümkündür. Ancak benim önerim Abou Tarek ve Koshary El Tahrir restoranları, zira sokak yemekleri, özellikle işçi ve esnafın günlük yaşamında önemli bir rol oynamaktadır.

Ful medames ve ta’ameya, koshari’den sonra en çok rastlayacağınız sokak lezzetleridir. Ful medames (kısaca ful), Mısır halkının temel besin kaynaklarından biridir. Günün her saatinde, özellikle sabahları tercih edilen bu lezzeti, küçük dükkânlarda veya seyyar tezgâhlarda kolayca bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra, bir Mısırlı’nın evine misafirliğe gideceğinizde ful medames’in sofranın merkezi olduğunu göreceksiniz.
‘Ful’ kelimesi Arapça bakla anlamına gelirken, ‘medames’ ise gömülmek demektir. Bu yemek, eski geleneklere dayanarak baklaların közde pişirilmesinden ismini almıştır. Genellikle tahin, sarımsak, kimyon ve limonla karıştırılarak hazırlanır; Antakya’daki benzerleriyle de birçok ortak noktası vardır.
Sokaklarda sıkça karşılaşacağınız ta’ameya, nohut yerine bakla kullanılan, dışı çıtır içi yumuşak bir yapıya sahip vegan bir köfte çeşididir ve falafel ile benzerlik göstermektedir.

Kahire’de tadılması gereken diğer bir ikonik yemek ise Osmanlı saray mutfağından gelen hamam mahshi, yani iç pilavla doldurulmuş güvercindir. Bir zamanlar sadece soyluların sofralarında yer alan bu lezzeti, Abou El Sid Restaurant’da denemenizi öneririm. Kahire’nin Zamalek bölgesindeki etnik dekorlu, 1930’lardan kalma tarihi bir evde hizmet veren bu restoran oldukça otantik bir deneyim sunuyor.
Hamur, Krema ve Meyve İle Tatlı Bir Deneyim

Mısır mutfak kültürü denilince akla gelen ünlü tatlılardan biri olan um Ali, “Ali’nin annesi” anlamına gelmektedir. 13. yüzyılda Mısır Sultanı İzzeddin Aybak’ın eşi tarafından oğlu Ali için özel olarak hazırlanan bu tatlının hikâyesi oldukça esrarengiz.
Sadece hamurlu ve şerbetli tatlılarla sınırlı değil, um Ali, bir tür ekmek pudingi olarak adlandırılabilir; hamur, pastacı kreması ve bol kuru meyve ile zenginleştirilmiştir.

Kahve ve çay, Mısır’da günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Geleneksel kahvehaneler, sadece içeceklerin sunulduğu yerler değil, aynı zamanda edebi ve siyasi sohbetlerin döküldüğü sosyal alanlardır. Mısırlıların çay içme alışkanlıklarının İngilizlerden etkilendiği biliniyor.

Kahve, genellikle daha kavrulmuş çekirdeklerle hazırlanırken, çay demlendikten sonra üzerine nane eklenip, ardından şekerle tatlandırılır. Bu geleneksel içecekleri en iyi deneyimleyeceğiniz yerlerden biri, 1700’lerden beri açık olan ve 1988’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ünlü yazar Necip Mahfuz’un favorisi olan El-Fishawi kahvehanesidir.
Müze Ziyaretlerini İhmal Etmeyin

- Grand Egyptian Museum: Gösterişli bir açılışla tanıtılan bu müze, eski müzede yer alan eserlerin çoğunun burada olmadığı için gitmeden önce internet üzerinden kontrol edilmelidir. Interaktif gösterimleriyle dikkat çeken bu müze, ziyaretçilerine harika bir deneyim sunuyor.
- National Museum of Egyptian Civilization: Bu müze bence hala daha etkileyici, çünkü Tutankhamun’un koleksiyonundan Antik Mısır dönemine ait birçok eseri barındırıyor.
- Coptic Museum: Kıpti kültürüne ait elyazmaları ve günlük yaşam nesnelerini görebileceğiniz bu müze oldukça öğreticidir.
- Cairo Mummy Museum: Şaşırtıcı bir deneyim sunan bu modern dizaynlı müze, Mısır’ın ünlü karakterlerinin gerçek mumyalarını sergiliyor.
- Museum of Islamic Art: Osmanlı, Memluk ve Abbasi dönemlerinden kalma sanatsal eserlerin bulunduğu bu müze, dünyanın en geniş İslam sanat koleksiyonlarından birine sahiptir.
Piramitle Hayal İçin İçeri Girin

Kahire şehir merkezine yakın Giza’daki piramitler mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Eğer Luksor’u gezme planlarınız yoksa, piramitler arasında dolaşmak için bir fayton kiralayabilirsiniz. Klostrofobiniz yoksa, biletinizi piramitlerin içini gezmek için almayı unutmayın ve faytoncunuzdan fotogenik noktaları gösterme talep edin.
Son olarak, ruhunuzu dinlendirecek bir mola için Ladurée’de oturmayı deneyin. Mümkünse, piramit manzaralı teras için rezervasyon yaptırın; bu eşsiz kahve keyfi unutulmaz anılar bırakacaktır.
Kahire gezinizin eksik kalmaması için Han El Halili çarşısını ziyaret etmeyi unutmayın. Baharat dükkanlarını gezebilir, el yapımı gümüş ürünlere göz atabilirsiniz. Antik Mısır motifleriyle süslenmiş papirüsler, harika hediyelik alternatifleri sunmaktadır. Ayrıca, sokaktaki tezgahlarda bulunan takılarla da ilgilenmeyi ihmal etmeyin.
Bir kahve molası verdiğinizde yanınıza gelen kına meraklısını geri çevirmeyin; çünkü Mısır seyahatinin en önemli geleneklerinden biridir. Seçtiğiniz deseni anında elinize işleyerek bu deneyimi yaşamalısınız.

Nil Kıyısında Lüks Konaklama Deneyimi
Nil kıyısındaki otellerden birini tercih etmek, Kahire tatilinizi bir üst seviyeye taşıyacaktır. Neredeyse tüm uluslararası otel zincirleri burada mevcuttur. Özellikle fiyat-hizmet dengesine dikkat ettiğimde, benim favorim Four Seasons at Nile Plaza oldu.
Mısır pamuğundan yapılmış şık nevresim takımları, teknolojiyle donatılmış odalar, ve sabahları Nil Nehri’ne uyanmanın keyfi tarif edilemez. Otelin içinde çeşitli restorant seçenekleri bulunmakla birlikte, özellikle Zitouni Restoran geleneksel Mısır mutfağını yakından tanımak için önerilen bir mekândır. Koshari, molokhia ve ful gibi lezzetleri burada deneyimleyebilirsiniz.
Ayrıca, isterseniz yemeklerinizi odanızın Nil manzaralı terasında da yiyebilirsiniz. Romantik bir akşam için ise geleneksel ahşap balıkçı kayıkları olan feluka ile gün batımı turuna çıkmanızı öneririm.
“`